Düzeltici Tedavilerden Elde Edilen Faydalar
Düzeltici pektus tedavilerinden elde edilen faydalar, deformitenin tipi, şekli ve çöküklük–dışa çıkıklık oranına göre değişir.
Örneğin, yalnızca kaburga çıkıntısı (rib flare) olan bir deformitede genellikle estetik ve psikolojik iyileşme görülürken; torasik distrofi gibi durumlarda bu tedavi yaşam için zorunludur.
Aynı şekilde, çok derin bir pektus ekskavatum deformitesinde tedavi, organlara baskıyı ortadan kaldırarak tüm yaşamsal fonksiyonları iyileştirir ve yaşam kalitesini tamamen değiştirir.
Ancak çok hafif çöküklüğü olan bir hastada fizyolojik fayda sağlansa da, hastanın fark edeceği düzeyde bir yaşam kalitesi artışı olmayabilir.
Bununla birlikte, pektus ve göğüs duvarı deformitelerinin tedavisinden elde edilen temel faydalar şu şekilde özetlenebilir:
1. Kalp ve Akciğer Üzerindeki Baskının ve Hacim Kaybının Giderilmesi
Göğüs kafesi deformitelerinin en yaygın belirtisi efor kapasitesinin azalmasıdır.
Hastalar yüzme, merdiven çıkma gibi aktivitelerde nefes darlığı, çarpıntı ve erken yorulma yaşarlar.
Genç yaşta yalnızca eforla fark edilen bu durum, ilerleyen yaşlarda günlük hareketleri bile kısıtlayabilir.
Bu tedavi, hem gençlikte hem de yaşlılıkta sağlığa yapılan bir yatırımdır.
Ayrıca kalp üzerindeki baskı yalnızca hacim kaybına değil, ritim bozukluklarına (aritmi) da yol açabilir.
Bazı durumlarda EKG’de görülebilir, bazen de hastanın yalnızca çarpıntı olarak hissettiği düzeyde olur.
Uzun vadede, özellikle 50 yaş sonrası kalp hastalıkları açısından risk oluşturabileceği düşünülmektedir.
Jeune Sendromu gibi kaburga kafesi küçük olan hastalarda, organlar da küçük kalır ve büyüme döneminde vücut gereksinimlerini karşılayamaz. Bu nedenle bu tedaviler, bazı hastalarda yaşam için vazgeçilmezdir.
2. Mide ve Yemek Borusu Üzerindeki Baskının Giderilmesi
Göğüs deformitesi olan bireylerin neredeyse tamamı zayıftır.
Bunun nedeni, yemek borusu ve mide üzerindeki baskı sonucu erken tokluk, erken açlık hissi ve düşük besin alımıdır.
Bu durum çocuklukta yetersiz beslenme ve büyüme–gelişme geriliğine yol açar.
Ayrıca bu baskı, bebeklikte kusma, çocukluk ve erişkinlikte ise reflü (GERD) ve gastrit gibi sindirim sistemi sorunlarına neden olur.
Pektus tedavisiyle bu baskılar ortadan kalkar ve beslenme düzeni normale döner.
3. Diyafram Fonksiyonlarının Geri Kazandırılması
Literatürde, pektus hastalarında uyku kalitesinin düşük olduğu gösterilmiştir.
Uzun vadede bu durum bağışıklık sisteminin zayıflamasına, kronik yorgunluğa, akademik başarısızlığa, psikolojik sorunlara ve ilerleyen yaşlarda adrenalin kaynaklı kalp krizlerine yol açabilir.
Tüm bu etkiler, diyafram fonksiyonlarının bozulması ve diğer organların baskı altında kalmasıyla ilişkilidir.
Tedavi sonrası, diyafram kası doğru konumuna gelerek nefes kapasitesi ve uyku kalitesi artar.
4. Gizli Aneminin Ortadan Kaldırılması
Bazı Nuss ameliyatlarından sonra, hiç kanama olmamasına rağmen hastalarda hemoglobin değerlerinde 7–8 puan düşüş gözlenebilir.
Bu durumun nedeni, ameliyat öncesi kalbin baskı altında olması ve hacminin küçük kalmasıdır.
Ameliyatla bu baskı kalktığında kalp normal hacmine döner, ancak bu sırada dokulardaki sıvı kana karıştığı için kan geçici olarak seyrelir.
Bu, gerçek bir kansızlık değildir; vücut bu durumu algılayarak kemik iliğinde yeni kan üretimini başlatır ve yaklaşık 3 ay içinde gerçek sağlıklı kan değerleri oluşur.
Bu yüzden ameliyat sonrası 3. ayda, hastaların ten renkleri daha canlı ve sağlıklı bir hal alır.
5. Büyük Damarlar Üzerindeki Baskının Giderilmesi
Sternumun üst kısmındaki çöküklükler özellikle önemlidir.
Bu bölge, aort ve vena kava gibi kalbe giren ve çıkan büyük damarların başlangıç noktasıdır.
Bu noktadaki baskı, damarların daralmasına ve özellikle beyne giden kan akımının azalmasına neden olabilir.
Beyne giden kan akımının azalması, erken bunama, konsantrasyon bozukluğu veya çocuklukta düşük okul başarısı gibi sorunlara yol açabilir.
Benzer şekilde, düşük kan akışı tüm organlarda fonksiyonel zayıflığa neden olabilir.
6. Duruş Bozukluklarının ve Omurga Problemlerinin Giderilmesi
Göğüs deformiteleri, neredeyse tüm hastalarda kamburluk (kifoz), omuzların öne düşmesi ve kürek kemiklerinin dışa çıkması (skapula protraksiyonu) gibi postür bozukluklarına yol açar.
Ayrıca hastaların %25’inde skolyoz (omurga eğriliği) bulunur.
Bu duruş bozuklukları ilerleyen yıllarda sırt–bel ağrısı ve fıtık gibi sorunlara yol açabilir.
15 derece altındaki skolyoz vakalarında, pektus tedavisi sonrası tam düzelme bildirilmiştir.
Üstelik pektus deformitesi erken yaşta ameliyatsız yöntemlerle düzeltilirse, bu sorunların hiç oluşmaması sağlanabilir.
7. Estetik ve Psikolojik Faydalar
Pektus hastalarının %80’inde özgüven eksikliği ve kaygı gibi psikolojik problemler saptanmıştır.
Psikiyatristler bu durumu literatürde “Mental Deformite” olarak tanımlar.
Hayatında hiç denize girmemiş, rüzgarlı havalarda tişörtünün vücuduna yapışmasından çekinen, partneriyle ilişki sırasında vücudunu göstermeyen ya da evlilik planlarını bu nedenle erteleyen bireylerle sıkça karşılaşılmaktadır.
Bu durum estetik bir kaygıdan çok, bir “eksiklik hissinin” ortadan kaldırılması gerekliliğidir.
Ameliyattan sadece 6 ay sonra, hiçbir ek psikolojik tedaviye gerek kalmadan hastalar bu problemlerden tamamen kurtulmaktadır.
Çocukluk çağında ise, deformiteye bağlı olarak akran zorbalığı yaşanabilir.
Bu tür travmaların önlenmesi için, okul öncesi dönemde vakum bell gibi ameliyatsız yöntemlerle deformitenin düzeltilmesi, çocukta kalıcı psikolojik etkilerin oluşmasını engeller.
Bu yaklaşım, sadece tedavi değil, aynı zamanda koruyucu tıbbın bir örneğidir.








